sıkılmış bir yumruk gibi giriyorum hayata bırakıyorum bu kenti yaşanmış iyi kötü hatıralarıyla arka mahallede geçen bir hayat ne çok şey öğrendim ve ne çok şey yitirdim bulunmuşların gölgesinde gecenin içinde soğuk ve buhranlı bir zamanda ateşlerdim cıgarımı köşeye sinmiş üç beş sentetikci vuruyorlar hayatın gözüne gözüne az ilerde usul usul bir şarkı sölüyor yaşlı müptezel senin olsun bu hayat senin olsun bu hayat takılmıştır hayatın kancasına kimsenin olmaz hayat halbuki başımın üstünde şehri kaplamış sis bulutları evlerin pencereleri loş ışıklı birbirlerine tecavüz eden insanlar böğüre böğüre boşalır hayata gün boyunca s...miştir hayat onu pozisyon değiştirerek intikam alırcasına şuh bir bakışla altına alır hayatı bilir sabah ikinci rovanş başlayacaktır aldırmıyorum gidiyorum aldırıyorlar elimde değil aniden bir ağırlık çöküyor havaya sanki mahşerin atlıları kol geziyor tırs geçiyor yanımdan biliyor benimle işi olmayacağını gece yarısı çoktan geçmiş sokak lambasının altında ben olan diğeri sınırın dışına çıkıp sınırın içine bakıyor ve korkuyor hassiktir bumu ortam 50 yaşındaki bir fahişe olmuştur. Gidiyorum…
sıkı tut korkunun soluğunu avuçlarında
bak yiğitlik sevdaya bir adım yol
yaşamak direnmektir yangın yüreklim
yaşamak direnmektir
bizki yaşamaktan hiç korkmadık
YAŞAMAK DİRENMEKTİR
YAŞAMAK DİRENMEKTİR